SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 649 >>

DEVAM: 88. Ayakkabıyla Namaz Kılmak

 

حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِيٍّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ وَأَبُو عَاصِمٍ قَالَا أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ قَالَ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ عَبَّادِ بْنِ جَعْفَرٍ يَقُولُ أَخْبَرَنِي أَبُو سَلَمَةَ بْنُ سُفْيَانَ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُسَيِّبِ الْعَابِدِيُّ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَمْرٍو عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ السَّائِبِ قَالَ صَلَّى بِنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الصُّبْحَ بِمَكَّةَ فَاسْتَفْتَحَ سُورَةَ الْمُؤْمِنِينَ حَتَّى إِذَا جَاءَ ذِكْرُ مُوسَى وَهَارُونَ أَوْ ذِكْرُ مُوسَى وَعِيسَى ابْنُ عَبَّادٍ يَشُكُّ أَوْ اخْتَلَفُوا أَخَذَتْ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سَعْلَةٌ فَحَذَفَ فَرَكَعَ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ السَّائِبِ حَاضِرٌ لِذَلِكَ

 

Abdullah b. es-Saib'den; demiştir ki: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'de bize sabah namazı kıldırdı. (Bu namazda fatiha'dan sonra) Mü'minun Suresini okumağa başladı. Musa ile Harun'un, yahut İsa ile Musa'nın zikirleri geçen yere gelince burada ravi İbn Abbad şübhe etmiştir yahutta (şüphe edenin o olup olmadığında) ihtilaf edilmiştir. Nebiy sallallahu aleyhi ve sellem’i öksürük tuttu da hemen (okumayı) keserek rüku etti. Abdullah b. es-Saib de bu namazda bulunuyordu."

 

 

Diğer tahric: Buharî, ezan; Müslim salat; Nesaî, iftitah; İbn Mace, ikame; Ahmed b.Hanbel, III, 411.

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis-i şerif aslında bir Önceki hadîs-i şerifin devamı ve tamamlayıcısıdır. Bu bakımdan Ahmed b. Hanbel Müsned'inde her iki hadisi birleştirerek rivayet etmiştir. Bilindiği gibi bir önceki hadiste Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in Feth günü Ka'be'nin önünde namaz kıldığı ve ayakkabılarını çıkararak sol tarafına koyduğu ifade edilirken burada da namaz esnasında öksürük tuttuğu için okumayı keserek ruku'a vardığı ifade edilmektedir.

 

Hadiste Musa (a.s.) ile Harun (a.s.)'in zikrinden maksad, "Daha sonra Musa'yı ve biraderi Harun'u bunca mucizelerimizle ve apaçık hüccetlerimizle Firavn'e ve onun ileri gelenlerine gönderdik de (iman etmeyi bir türlü) kibirlerine yediremediler. Onlar mütekebbir ve müstebid adamlardı."[Mu'minun 45]

 

ayet-i kerimesidir. Musa ile İsa'nın zikrinden maksad da şu ayet-i Kerimedir: "Biz Meryem'in oğlunu da anasını da (kudretimizle) bir ayet (ibret) kıl­dık."[Mu'minun 50] Hattabî'ye göre Resul-i Ekremi namazda öksürük tutmasına sebeb, ayet-i kerimeyi okurken hikmet ve marifet hazinesi olan kalbinin cuş-ü huruşa gelerek kendini tutamayıp ağlaması olmuştur. Artık daha fazla oku­maya kendisinde güç bulamadığını anlayınca da derhal rüku'a varmıştır.[el-Menhel, V, 39-40.]

 

Ancak hadisteki tereddütten dolayı Resül-i Ekrem'in ağlamasına ve ken­disini Öksürük tutmasına sebeb olan ayet-i kerimenin hangisi olduğunda ih­tilaf edilmiştir. Bu hadisin ravîlerinden ibn Cü reye'in, "Burada rftvi İbn Abbad şüphe etmiştir. Yahutta sübhe edenin o olup olmadığında ihtilaf edilmiştir" şeklindeki ifadesinden anlaşılıyor ki, Resul-i Ekrem'in bu iki ayet­ten hangisini okuduğu hususundaki tereddüt ibn Abbad'a ait olabileceği gi­bi, îbn Abbad'ın şeyhleri olan Ebü Seleme'ye, Abdullah b. el-Müseyyeb'e veya Abdullah b. Amre'ye de ait olabilir.